Özgürlükler ülkesi olarak bilinen Amerika’da bile insanlar, özellikle de kadınlar, haklarını mücadele ederek almak zorunda kaldılar. Geçmişten günümüze cinsiyet eşitsizliği ve ırk ayrımcılığı toplumun sorunları arasında yer almaya devam ediyor. İşte bu yazımızda da değineceğimiz konular tam olarak bu eşitsizlikler için var gücüyle mücadele eden güçlü bir kadın hikayesi! Geçtiğimiz günlerde yaşama veda eden, Notorius RBG lakabıyla bilinen ABD’nin yüksek mahkeme yargıcı Ruth Bader Ginsburg’i gelin hep birlikte tanıyalım.
Başarılı Bir Feminist İkon
Feminist ikon olarak adlandırılan bu güçlü ve mücadeleci kadın büyük buhran döneminde Avrupa’dan Amerika’ya göç eden Yahudi bir ailenin çocuğu olarak 15 Mart 1933 yılında New York Brooklyn’de dünyaya geldi. Babası kürkçü olan Ruth annesini genç yaşlarda kaybetti. Başarılı bir eğitim hayatı geçiren Ruth Bader Ginsburg kariyer yaşamıyla da insanlara ışık oldu.
Ruth Bader Ginsburg lisans eğitimini Cornell Üniversitesi’nde tamamladı. Daha sonrasında Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne başlamadan evlendi ve anne oldu. Bunun ardından da Columbia Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde 500 erkek arasına dokuz kadından biri olarak girdi ve buradan bir öğrenci ile birlikte birincilikle mezun oldu. Akademik hayatına devam eden bu başarılı kadın, Rutgers Üniversitesi ve Columbia Üniversitesi’nde profesör olarak medeni usul hukuku dersleri vermeye devam etti.
Hukuk alanındaki başarısıyla bilinen Ruth Bader Ginsburg kadınlara ve erkeklere toplumda eşitsizliğe uğrayan azınlıklıklara yardım etmeye, onlarla beraber mücadeleye devam etti. 1980’e dönemin cumhurbaşkanı olan Jimmy Carter tarafından Columbia Bölgesi Temyiz Mahkemesine atandı. Buranın ardından ise 1993 yılında Bill Clinton tarafından ABD Yüksek Mahkeme Üyesi olarak 10 Ağustos 1993 yılında yemin ederek görevine başladı. Burada da 2006-2009 yılları arasında yüksek mahkemedeki tek kadın üye olarak çalışmalarına devam etti.
Cinsiyet Yerine Her Daim Toplumsal Cinsiyet
Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın hakları ve ırk ayrımcılıkları adına mücadele etmeye devam etti. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) için gönüllü avukatlık yapmaya başladı. Burada Kadın Hakları Projesi’ni başlattı ve 300’den fazla cinsiyet ayrımcılığı vakası ile ilgilendi. Cinsiyet ayrımcılığı ve kadın hakları için aldığı altı davanın beşini kazandı. Bunların yanında erkeklerin de yanında olmaya devam etti ve erkeklerin de davalarına baktı. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının kadınlar ve erkekler adına zararlı olduğu görüşünü yıllarca savundu. Bunun yanında ise cinsiyet sözcüğü yerine her daim toplumsal cinsiyet sözcüğünü kullandı.
ABD’nin ilk kadın yargıcı olma unvanını taşıyan Ruth Bader Ginsburg, kimsenin almak istemediği davaları aldı ve bunlarda fazlasıyla başarılı oldu. Örneğin 1996 yılında 200 yıl boyunca sadece erkeklerin kabul edildiği Virginia Askeri Lisesi’ne girmek ve burada eğitim görmek için mücadele eden genç kadınların yanında oldu. Kadınların da Virginia Askeri Lisesi’nde eğitim görmesi gerektiğini savunan Ruth Bader Ginsburg davayı kazandı ve kadınların bu alanda da önünü açtı. Daha sonrasında ise ırk ve cinsiyet eşitliği üzerinden şekillenen ayrımcı ücret politikalarına karşı çıkarak mağdurların yanında olmaya devam etti. Kadın haklarının savunucusu olduğu kadar erkek haklarının da savunucusu olan Ruth Bader Ginsburg, doğum esnasında eşi vefat eden erkeğin kadınlara verilen hakların verilmesi adına da çaba gösterdi. Bunun yanında eşcinsel bireylerin haklarını da savunan Ruth Bader Ginsburg, eşcinsel evliliğin yasal hale gelmesinde büyük rol oynadı.
Her Daim Ülkesini Düşünen Bir Hukuk Sembolü
Uzlaşma yanlısı bir tavrı olan Ruth Bader Ginsburg, Yüksek Mahkeme’de görev yapan muhafazakâr görüşlü anayasanın ve kanunların değiştirilmesinden, esnetilmesinden yana olmayan arkadaşlarını güçlü ikna yeteneği ile etkisi altına almaya başardı. Başarılı bir hukuk hayatı geçiren Ruth Bader Ginsburg, bulunduğu yere hocalarının kendisine sağladığı eğitimler sayesinde geldiğini her fırsatta dile getirdi.
Yaşamının neredeyse 70 yılını hukuk alanında yaptığı çalışmalarla geçiren Ruth Bader Ginsburg ABD tarihini, ABD’de bulunan adalet sistemini ve hukuk alanını değiştiren, yüzbinlerce insanın yaşamına ışık olmuş ve ömrünü insanlığa adamıştır. ABD’nin hukuk alanındaki sorunlarını, cinsiyet ve ırk ayrımcılıklarının yol açtığı eşitsizlikleri değiştirmek için mücadele eden, dezavantajlı grupların destekçisi olan bu başarılı kadın birçok kişiye ilham olmuştur.
Geçtiğimiz günlerde ise kanserden dolayı yaşamını yitirse de fikirleri, yaptıkları ve değişimleri ile sadece ABD tarihinin değil tüm dünyanın da tarihinin değişimini sağlamıştır. Yaşamının son anlarına kadar ABD hukukunu düşünen Ruth Bader Ginsburg, Donald Trump ve yönetimine karşı da mücadelesini her daim devam ettirmiştir. Ölmeden önceki son vasiyeti ise ABD Yüksek Mahkeme’de bulunan koltuğunun seçimden sonra doldurulması olmuştur. ABD’de bulunan Cumhuriyetçilerin oylamanın hemen yapılmasından yana olduğu ancak demokratların da seçimden sonra yapılmasının uygun olduğu görüşü şu anda ABD medyasında yer almakta. Trump yönetiminin bu konuda ne yapacağı şüphesiz oldukça belirsiz.
Sonuç ne olursa olsun ABD’nin tarihinde böylesine güçlü ve başarılı bir kadının varlığının olması, değişimleri beraberinde getirmesi, ayrımcılıkların, eşitsizliklerin önüne geçmesi ve diğer bütün kadınlara ışık olması oldukça kıymetli. Tarihin her alanında güçlü kadınların var oluşu ve toplumu aydınlatması her daim devam edecektir.
YARALANILAN KAYNAKLAR
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54232626
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ruth_Bader_Ginsburg
http://bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/231211-efsanevi-yargic-ruth-bader-ginsburg-yasamini-kaybetti
https://www.dw.com/tr/efsanevi-yarg%C4%B1%C3%A7-ginsburg-hayat%C4%B1n%C4%B1-kaybetti/a-54985825
http://esitlikadaletkadin.org/abdnin-kadin-haklari-ikonu-haline-gelen-bir-yargic-ruth-bader-ginsburg/