Bigoody
  • Anasayfa
  • KADIN DÜNYASI
    • İŞ DÜNYASI
    • ANNE VE ÇOCUK
    • MODA VE BAKIM
  • ERKEK DÜNYASI
    • BABA VE ÇOCUK
    • MODA VE BAKIM
  • GÜNDEM
  • YAŞAM
    • SAĞLIKLI YAŞAM
    • GASTRONOMİ
    • MEKAN ÖNERİLERİ
    • ASTROLOJİ
    • CİNSEL YAŞAM
  • KÜLTÜR SANAT
    • KİTAP
    • MÜZİK
    • TİYATRO VE SİNEMA
  • Kurumsal
  • İletişim
  • Reklam
Sosyal Medya
Facebook 12
Twitter 0
Instagram 0
Pinterest 3
YouTube 294
LinkedIn
Reddit 1
  • Kurumsal
  • Reklam
  • İletişim
Bigoody
Bigoody
  • ANA SAYFA
  • KADIN DÜNYASI
    • ANNE VE ÇOCUK
    • MODA VE BAKIM
  • ERKEK DÜNYASI
    • BABA VE ÇOCUK
    • MODA VE BAKIM
  • GÜNDEM
  • YAŞAM
    • SAĞLIKLI YAŞAM
    • GASTRONOMİ
    • MEKAN ÖNERİLERİ
    • ASTROLOJİ
    • CİNSEL YAŞAM
  • İŞ DÜNYASI
  • KÜLTÜR SANAT
    • KİTAP
    • MÜZİK
    • TİYATRO VE SİNEMA
  • KİTAP

Sedef Kabaş: “O Benim Artık Muazzez Teyzem”

  • 23 Kasım 2020
Total
0
Shares
0
0
0

Gazeteci-yazar, eğitmen Sedef Kabaş ile Muazzam Muazzez kitabı, Muazzez İlmiye Çığ ile aralarındaki özel ilişkiyi, pozitif bir yaşam sırlarını ve kadının gücü gibi çeşitli konu başlıkları hakkında konuştuk. 

2020 senesinde 107 yaşına giren Muazzez İlmiye Çığ, çalışmaları, hayata bakışı ve fikirleriyle en ilham verici isimlerden biri. Söylediği her söz kulağınıza küpe olacak bu muazzam kadının hayatını ‘’Muazzam Muazzez’’ kitabı ile kaleme alan Sedef Kabaş ile konuştuk. 

Öncelikle çok geçmiş olsun. Bir süre önce talihsiz bir kaza geçirdiniz. Şu anda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

Çok büyük bir acıyla başlayan bir süreç yaşadığımı itiraf etmek durumundayım. Bir kar tatili sırasında teleskide bir teknik arıza oluştu ve o sırada oğlumu kurtarmak için yaptığım hamle sonrasında onu kurtardım ama kendimi kurtaracak vakit bulamadım. Teleskinin T barı sağ bacağımın alt kısmından yakaladı ve motor gücüyle yukarı çekti ve sonucunda sağ bacağımın alt kısmında çoklu kırıklar meydana geldi. Tabii ki oğlumu kurtardığım için bu süreci iyi atlattığımı düşünüyorum. Zira onun burnu bile kanamadı. Bu olayda anneliğin nasıl bir içgüdüsel duyguyu barındırdığını da fark ettim. Birkaç saniyelik bir olaydı. Düşünmeden, refleks olarak yaptığım bir hamleydi. Eminim benim yerimde başka bir anne olsaydı aynı refleksi gösterirdi. 

Yaşadığım kaza sonrasında 6 saate yakın süren, ciddi bir ameliyat geçirdim. Bacağımda şu anda titanyum plakalar var. Dayanıklı ama hafif bir malzemeymiş. Tıpkı kadınlar gibi. Bizler de hafifiz ama bir o kadar da dayanıklı ve güçlüyüz. Onun için ‘’Titanyum Leydi’’ oldum diyorum. 

Bu acılı süreç bir öğrenme dönemine evrildi. Öyle hissediyorum ki, yukarıdaki bir güç  bana ‘’Biraz yavaşla’’ dedi. Bazen çok hızlı yaşıyoruz. Durmak, dinlenmek olmadan çalışıyoruz. Belki de almam gereken mesaj etrafımı daha iyi gözlemlemek, yaşadıklarımı gözden geçirmek idi. Dolayısıyla bu dönemde zorunlu olarak da olsa dinlendim, daha fazla okudum, farklı alanlarda üretmeye devam ettim, dostlarımla daha yoğun iletişime geçtim ve oğlumla çok daha fazla vakit geçirdim. Sonuçta hayatımdaki bu kaza benim için acıyla başlayan ama sonrasında keyifli ve mutlu anlarla dolu bir sürece evrildi.

O yüzden her acıdan bir ders çıkartmak gerekiyor. Belki bedenen acı çektim ama ruhum dinlendi. Yine de Allah kimsenin başına böyle kazalar getirmesin.

‘’Kadın, kadının gücüdür’’

Tedaviniz süresince Tele1’deki ‘’Halk İçin Halk Adına’’ programınızın moderatörlüğünü kadın meslektaşlarınız gerçekleştirdi. Süreç boyunca ‘’kadın kadının gücüdür’’ cümlesini özellikle vurguladınız. Bu konuyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?  

Kadın, kadının gücüdür; kız kardeşlik önemlidir. Kadınların derdinden kadınlar anlar. Ben buna inanıyorum. ‘’Kadın kadını kıskanır’’ gibi bunun tam aksi söylemlere karşı ‘’Yok öyle bir şey!’’ demeyi tercih ediyorum. Erkek de kadını kıskanıyor. Erkek de erkeği kıskanıyor. Dolayısıyla kıskançlığı salt kadınlar üzerinden tanımlamayı yanlış buluyorum. 

Kadınların özellikle kariyer ve sosyal yaşam anlamında karşılaştıkları zorluklarda birbirlerine daha çok destek verdiklerini düşünüyorum. Zorlu süreçlerimde bana en fazla desteği her zaman kadın arkadaşlarım vermiştir. ‘’Hakiki kız arkadaşların varsa psikoloğa ihtiyacın yoktur.’’ şeklinde bir laf vardır, gerçekten öyle. Bir kız arkadaşınla içten ve yürekten yaptığın sohbetin değeri paha biçilmez. 

TELE 1’deki ‘’Halk İçin Halk Adına’’ programındaki kadın dayanışmasının Türk televizyon tarihinde bir ilk olduğunun altını çizmek gerekir. Biz bunu başardık. O yüzden buradan da değerli kadın gazeteci meslektaşlarıma bir kez daha teşekkür ediyorum. İsimlerini de zikretmek istiyorum. Basın Konseyi başkanımız usta gazeteci Pınar Türenç, değerli meslektaşım Özlem Gürses, usta ve cesur kalem Mine Kırıkkanat, dış haber denilince akla gelen ilk isimlerden Ceyda Karan, Tele1’in güzel yüzlerinden biri ve belgeselleriyle tanınan sevgili Tuluhan Tekelioğlu. 

Ekrana çıkanlar dışında da çok değerli isimler var aslında. Ayşenur Arslan, Ahu Özyurt ve Esra Arslan her zaman arayıp sordu. Kadın dayanışmasının her alanda olması gerektiğine inanıyorum. Çünkü zaten Türkiye’de kadın olmak zor. Birbirimize destek olmak, dayanışma olmak hepimizin hayrınadır.

‘’Kadın, kadının gücüdür’’ cümlenizin en büyük kanıtlarından biri de dünyaca ünlü Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ile olan ilişkiniz ve dostluğunuz. Kendisinin yaşam tecrübesi ve fikirlerini aktardığı ‘’Muazzam Muazzez’’ kitabınız tekrar raflarda yerini alıyor. Bize kısaca kitabın yazılış hikayesinden bahsedebilir misiniz?

Uzun yıllar televizyonda röportajlar yapıyorum. Yıllar önce TV8’deki ‘’Sesli Düşünenler’’ programımda Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’ı konuk etmiştim. Kendisini bir televizyon röportajına çıkartan ilk kişiydim. Hem anlattıkları hem hali ve bilge tavrıyla beni ve izleyicileri büyüledi. Sağolsun, o da beni sevmiş. Zaman içerisinde o benim Muazzez Teyzem oldu, ben onun bir anlamda fahri torunu oldum. Her zaman görüştük, hiçbir zaman iletişimimiz kopmadı. 

Yıllar içinde esprili bir şekilde ‘’Muazzez Teyze 100 yaşını geç senin hayatını yazacağım.’’ demeye başlamıştım. 100 yaşını devirdi hatta 102, 103 oldu. Artık kitabı yazmak da farz oldu. Mersin’de kızı Esin ablanın evine gittim. Günlerce kendisiyle röportaj yaptım. Zaten kitaplarını okumuştum ve hayatındaki kritik dönemeçleri biliyordum. Dolayısıyla kendisi ile ilgili çok geniş kapsamlı bir bilgi havuzu oluşturdum. 

Önce kitabın taslak halini gönderip, teknik bir hata olup olmadığına dair kontrol etmesini istedim. İçinden ‘’Bundan kitap çıkar mı?’’ diye düşünmüş. Elbette sonrasında ben o taslka kitabı elden geçirdim. Zengileştirdim ve daha akıcı hale dönüştürdüm. Son halini kendisine gönderdiğimde hayran kaldı. ‘’Bu kadın ben miyim?’’ dedi. ‘’Evet, o muazzam kadın sizsiniz.’’ dedim. Muazzam Muazzez, güzel dostluğumuzun güzel bir meyvesi oldu. Her doğum gününde de muhakkak yanına giderek kendisini ziyaret ediyorum. Bana ‘’Sen böyle her sene gelirsen ben ölmem Sedef, yaşamaya devam ederim.’’ diyor. 

‘’Muazzez İlmiye Çığ’ı tanıdığım birçok insandan ayıran özelliği pozitifliği’’

Muazzez Hanımla ilgili en çok etkilendiğiniz, sizi şaşırtan ve asla unutamayacağım dediniz neler var? 

Ben mesleğim gereği çok insanla tanıştım. Gazeteciliğin böyle bir hoşluğu var. Çok değerli insanları birebir araştırma, sonrasında soru sorma, tanıma ve hatta dostluk kurma şansınız oluyor. Muazzez İlmiye Çığ bilim insanı olmasının ötesinde son derece pozitif bir kişilik. Hayata tebessüm eden bir pencereden bakıyor. 

Bu demek değildir ki Muazzez Teyze bir şeylere kızmıyor, bir şeylere üzülmüyor. Bazı şeylere çok kızıyor, hele siyaseten yanlış gördüğü şeylere çok kızıyor. İsyan ediyor, açık mektuplar yazıyor. Fakat özünde hayata çok olumlu bir pencereden bakmayı başarıyor. Misal uzun ve zorlu bir yolculuğa dair şikayet etmek yerine güzergâhtaki gördüğü güzel ağaçları, çiçekleri, vadileri, yani doğanın müthiş güzelliğini anlatıyor. 

Yolculuk aynı yolculuk. Kimisi o yolculuğun zorluğuna odaklanıyor kimisi de Muazzez Teyze gibi güzelliklerine odaklanıyor. Muazzez İlmiye Çığ ile ilgili en etkilendiğim ve kendime örnek almaya çalıştığım unsurlardan bir tanesi bu. Bunun dışında çalışkanlığı, vatan sevgisi, kararlı bir şekilde yoluna devam etmesi, Cumhuriyet neslinin yaşadığı topluma değer katma sevdasına sahip olması gibi örnek alınası ve gurur duyulası başka özellikleri de var elbette. 

Çok iyi bir akademisyen, üniversitelerin de çok aradığı bir hoca olabilecekken koşullar ve tercihler gereği farklı bir yöne evrilmiş…

Muazzez İlmiye Çığ illa bir konuda şöyle iddialı olacağım, unvan sahibi olacağım, ünlü olacağım ya da şu kadar para kazanacağım gibi dertleri olan bir kadın hiç olmamış. O sevdiği işi yapan, hatta ‘’Madem bu işi yapıyorum’’ diyerek o işi sevmeliyim diyerek çalışan; bir işe başlarken ‘’Bir ucundan tutayım’’ diyen, o işi istikrarlı şekilde sürdüren ve dolayısıyla kalıcı işlere imza atmış biri. 

Belki de o yüzden çekişmeli bir hayatı yok. Yarışayım, rekabet edeyim demiyor. Bu tür negatif hırslar insanı için için yiyen, yaşam kalitesini düşüren, uzun ve sağlıklı yaşamasına engel teşkil eden unsurlar. Özetle kendisiyle barışık bir insan. Önce mutlu olup sonra başarılı olan, mutlu olduğu için başarılı olan biri. 

Muazzez İlmiye Çığ için en çok kullanılan tanımlardan biri de ‘’cumhuriyet kadını’’. Bu tanım herkes için farklı anlamlar ifade ediyor olsa da, sizin tanımınızı da duymak isteriz. Cumhuriyet kadını kimdir? 

Cumhuriyet kadını benim için de kullanılan bir kavram. Belki de bu yüzden Muazzez İlmiye Çığ ile çok iyi anlaşıyoruz. Çünkü değerlerimiz ortak. Nedir bu değerler? Bu değerler; Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ilkelerine bağlılık, bu ülkenin temel taşlarını oluşturan Atatürk’ün vizyonuna inanmak, laik-demokratik-hukuk devletine inanmak, kadın erkek eşitliğine inanmak, bilimin rehberliğine inanmak, ‘’Yurtta sulh, cihanda sulh’’ ilkesine inanmak ve içinde yaşadığımız toplumun bize kattıklarının karşılığında bizim de yaşadığımız topluma bir şey katabilme sevdası. İşte bu ortak değerler bir kadını cumhuriyet kadını yapıyor. 

Kendine güvenen, kendini geliştirmeye odaklı, herhangi bir alanda kariyer sahibi, üreten ve yaptıklarıyla geride iz bırakabilen. Cumhuriyet neslinde bu ortak değerlerin çok güçlü olduğunu görüyoruz. Ben bu neslin bu değerlere gösterdikleri sadakate ve bu ülkeye kazandırdıklarına çok müteşekkirim. Onlara çok büyük saygı duyuyorum.

Muazzam Muazzez, Muazzez İlmiye Çığ’ın hayatının anlatıldığı kadar paralelinde Türkiye Cumhuriyeti’nin de hikâyesini anlatan bir kitap. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana her anına tanık olmuş birisinden cumhuriyetin öyküsünü dinlemek nasıl bir duygu? 

Düne kadar anı sanı duyulmayan, daha önce herhangi bir geçmişi olmayan, ancak son dönemde mantar gibi üreyen sözde tarihçi, sözde gazeteci ve sözde yazarların yazdıklarına baktığımızda gerçekleri ne kadar fütursuzca çarpıttıklarını görüyoruz. Hatta tarihi bırakın, bugün yaşananları bile deforme ederek, sanal bir gerçeklik hatta tehlikeli bir algı yaratıyorlar.

Oysa Muazzez İlmiye Çığ gibi yakın tarihimizi yaşamış ve bizzat anlatan kişiler gerçeklere ulaşmamızda büyük rol oynuyorlar. Hatta bu insanlara ‘’Sen onu yaşamadın, senin yaşadığın başka bir şeydi’’ deme cüretinde bulunuyorlar. Muazzez İlmiye Çığ gibi yaşayan tarihlerin anlattıkları çok kıymetli birinci el kaynaklar. Günümüzde mevcut iktidarın bekası için uydurulan, çarpıtma tarihe karşı onların varlığı ve anlattıkları elimizdeki en güçlü silahlardan biri. İşte 107 yaşındaki Muazzez İlmiye Çığ hala çıkıp, çatır çatır gerçekleri anlatıyor.

‘’Gençlerin doğru rol modellere ihtiyacı var’’

Bugünlerde özellikle gençlerin siyasete ilgisiz olmasından dolayı yakınanların sayısı çok fazla. Muazzez İlmiye Çığ, 107 yaşında dahi güncel siyasete dair fikirlerini söylemekten çekinmiyor. Bu anlamda gençlerin yaş almış kişilerden öğreneceği çok şey var diyebilir miyiz?

Mevcut siyasi gündeme ve siyasetçilere bakarsak ben de genç olsam ilgi duymazdım. Çünkü gençlere ilham veren siyasi figürler yok denecek kadar az. Gençlerin çıkarına hizmet eden, onların yaşam kalitesini düşünen, onların geleceğine katkı sağlayan siyasi çalışmalar da eksik. Gençler sadece seçimden seçime oy için hatırlanıyor.

Hem bu ülkenin nüfusunun %60’ı 35 yaşın altında deyip genç bir nüfusa sahip olmakla övünüyorsun hem de eğitimli genç nüfusun işsizlik oranında dünya rekoru kırıyorsun. Bu bir utançtır. Genç nüfusun var da ne oldu? Sen onlara ne kaliteli bir eğitim ne de parlak bir gelecek sunabildin. Sadece genç nüfusunla böbürlendin. Dolayısıyla gençler neden siyasete ilgi duysun ki? Siyaset zaten gençlere ilgi duymuyor. Gerçekten kendini tekrar eden sıkıcı bir siyasi gündem ve ilham vermeyen figürler karşısında gençler ne yapsın?

Ben gençlerin hayalleri olsun istiyorum ama hayal kurabilecekleri bir dünya yok. Gençlik hayal kurabilmek demektir. Bir şey olmayı istemek demektir. Genç dediğin kişinin idealleri, cesareti, hareket edecek enerjisi olur. Bu sebeple, gençlerin doğru rol modellere ihtiyacı var.

Muazzez İlmiye Çığ’ın bu anlamda ilham verici bir rol model olduğunu düşünüyorum. Her dönemin kendi içinde zorlukları var. Muazzez İlmiye Çığ genç bir kızken yaşanılan zorluklar bambaşkaydı. Yokluk içinde bir Türkiye vardı. Bizim bugün elimizin altında olan imkanların %1’i bile yoktu belki. Muazzez İlmiye Çığ’ın o zorlukların üstesinden gelme biçimi benim için de bir ilham kaynağı, genç nesiller için de bir ilham kaynağı. Geçmişte zorlu süreçler yaşamış ama bunların üstesinden gelmiş insanların biyografilerinin ilham verici olduğuna inanıyorum. 

‘’Belli bir amaç uğruna mücadele veren insanların zihinlerinin taptaze kaldığını görüyoruz’’

Kitabı uzun yaşamın sırlarını merak edenler için bir rehber niteliğinde diye tanımlıyoruz. Okurken şunu hissettim. Beden kadar zihni de beslemek önemli. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yataktan kalktığında hayatta yapacağın bir şey olacak. Uyandın, yataktan kalktın. Nasıl kalkıyorsun? Yapmak istediğin, tamamlamak istediğin, seni harekete geçiren ve sana enerji veren bir iş var mı? Yoksa ne yapacağını bilmeden boş boş tavana bakarak mı güne başlıyorsun? İşte hayatta bir misyonu olan, sevdiği işi yapan, belli bir amaç uğruna mücadele veren insanların zihinlerinin taptaze kaldığını görüyoruz. O yüzden zaten tutkulu sanatçılar, akademisyenler, iş insanları hayata daha sıkı bağlanıyorlar. Tutku olmayınca yaşam sevinci olmuyor. Yaşam sevinci olmayınca yaşamın bir anlamı kalmıyor. Hayat ile bağın kopuyor. Bedensel olarak sağlıklısın ama sıkıcı geliyor sana hayat. Gün saymaya başlıyorsan hayat yaşanmaz hale geliyor.

Bir de şu var; anlık mutluluktan bahsetmiyoruz. Haz başka bir şeydir, mutluluk başka bir şey. Birincisinde tatmin çok kısa dönemlidir. Yemek yersin haz duyarsın. Gezersin haz duyarsın. Bunlar kısa dönemli mutluluklardır. Uzun dönemli, seni yaşama bağlayan mutluluk şekli ise senin tutkuyla bir amaca bağlanmış olmandır. Kimisi bu mutluluğu insan yetiştirerek, kimisi tablolar renklendirerek, kimisi kitaplar yazarak icra edebilir.bunu insanlık adına, gönüllü olarak yaptığı işlerde icra edebilir. 

Muazzez İlmiye Çığ çoğu kitabını 80 yaşından sonra yazmış. Üretmenin gerçekten yaşı yok diyebilir miyiz?

Evet. 80 yaşından sonra kitap yazıyor. Benim televizyon programıma geldiğinde 90’lı yaşlarındaydı. Yani şöhreti 80 yaşından sonra yakalamış. Artık ortalama insan yaşamı uzun. Dolayısıyla bu dünya düzeninde artık insanlar tek bir yaşama, tek bir meslek sığdırmayacak. Düne kadar insanlar 50 yaşında emekli oluyordu. Belki de artık 50 yaşından sonra yeni mesleklere başlayacağız. 

Yakın gelecekte yaşamın içine birçok şey sığdıracağız. Hatta şöyle espriler yapılıyor. Tek bir yaşamda tek diploma, tek meslek, tek eş olmayacak. Diktiğin ağaç iyi güzel ama sürekli meyve vermesini istiyorsan sürekli gübreleyip sulayacaksın. Sürekli kendini yenileyeceksin. Bu sebeple, hayat boyu öğrenmeyi bir yük gibi görenler geride kalacak ve hızlı yaşlanacaklar. Öğrenmeyi keyifli bir yolculuk olarak görenler hayat boyu öğrenci kalıp, yaş alsa da yaşlanmayacaklar.

Başka kitap projeleriniz olacak mı? 

Var tabii, Hümanist Kitap’tan çıkacak. Nermin Abadan Unat’ı hayatını güncelleştirip, zenginleştirerek çıkartacağız. Ondan sonra yeni dünyanın yeni liderlik anlayışı üzerine bir kitabımız olacak. Yeni dünyanın yeni iletişim dili üzerine de bir projemiz var. Onları da çıkartacağız. 

Total
0
Shares
Share 0
Tweet 0
Pin it 0
İlgili Konular
  • Muazzam Muazzez
  • Muazzam Muazzez Kitap
  • Muazzez İlmiye Çığ
  • Muazzez İlmiye Çığ Hayat Dersleri
  • Muazzez İlmiye Çığ Kimdir?
  • Muazzez İlmiye Çığ Sözleri
  • Muazzez İlmiye Çığ Yaşam Tavsiyeleri
  • röportaj
  • Sedef Kabaş
  • Sedef Kabaş Muazzez İlmiye Çığ
Avatar
Bigoody

Önceki Makale
  • KİTAP
  • KÜLTÜR SANAT

Türkiye’nin İlk InstaKitabı ”Kişisel Verimlilik İçin İpuçları” Yayında!

  • 9 Temmuz 2020
Devamını Oku
Sonraki Makale
  • KİTAP

Mutlaka Okusunlar!

  • 23 Kasım 2020
Devamını Oku
İlgileneceğiniz Diğer Haberler
Devamını Oku
  • KİTAP

Özgürlüğün Köklerine Yolculuk

  • Bihter Neymen
  • 30 Aralık 2020
Devamını Oku
  • KİTAP

200 Yaşındaki Dostoyevski’den “Üç Hikâye”

  • Bihter Neymen
  • 23 Aralık 2020
Devamını Oku
  • KİTAP

Seçkin İlbuğa ile Aşkın Şifreleri

  • Bihter Neymen
  • 21 Aralık 2020
Devamını Oku
  • KİTAP

“Polis Katili” Raflarda Yerini Aldı

  • Bihter Neymen
  • 14 Aralık 2020
Devamını Oku
  • KİTAP

Çöplük, 165 bini aşkın okura ulaştı

  • Bigoody
  • 9 Aralık 2020
Devamını Oku
  • KİTAP

Metin Arditi ile Online Edebiyat Sohbeti

  • Bihter Neymen
  • 4 Aralık 2020
Devamını Oku
  • KİTAP

“Evde Kal, Kitaplara Ses Ver”

  • Bigoody
  • 3 Aralık 2020
Devamını Oku
  • KİTAP

Pelin Narin Tekinsoy ile “Para Koçluğu” ve Hayata Dair…

  • Bihter Neymen
  • 2 Aralık 2020

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

En Çok Okunanlar
  • 1
    Eyfel Kulesinde Köklü Değişim
  • 2
    Hailey Bieber Yeni Markasına Adım Attı
  • 3
    Gama Işını Patlamalarının Ardındaki Gizem
  • 4
    Yeni Kripto Para Birimi: Dogecoin
  • 5
    Uzaya Yolculuk Süresi 3 Aya mı İnecek?
Bigoody
İletişim

Hümanist Ajans A.Ş.

Tel: 0216 469 69 60

Gsm: 0537 512 60 92

Adres: Kozyatağı Mah. Şakacı Sok. Deval Apt.
No: 45/B Kadıköy / İSTANBUL

Bizi Takip Edin

Anahtar kelimelerinizi girin ve Enter tuşuna basın.