Yönetmen koltuğunda Ezel Akay’ın oturduğu Netflix’in merakla beklenen Türk komedi/müzikal filmi “9 Kere Leyla” 4 aralıkta izleyiciyle buluştu. Yayınlandığı günden itibaren çok tepki çeken filmle alakalı birçok yorum yapıldı. Ne yazık ki yapılan yorumlar pek de olumlu olmadı. Demet Akbağ, Haluk Bilginer, Elçin Sangu, Fırat Tanış, Alican Yücesoy gibi birçok dev ismi barındıran film, kadrosuna rağmen büyük hayal kırıklığı yarattı. Filmin kendini müzikal olarak tanımlıyor olması da bizleri şaşırttı. Koro dışında hiçbir müzikal yanı olmayan film bir kategoriye dahil edilecek olsa en fazla tragedyalara benzetilebilirdi. Gerek konu itibari gerekse konuyu işleyişi açısından mitolojiye benzerliklerini düşünürsek aslında tragedyanın daha uygun bir betimleme olduğu ortada.
Sürekli aynı olayların tekrarı izleyiciyi kendinden uzaklaştırıyor. Bu sebeple de ‘ilk 20-30 dakikada bıraktım’ diyen izleyici sayısı azımsanmayacak bir seviyede. Adem’in Leyla’yı öldürme sahneleri o kadar uzun ve fazlaydı ki filmin sonlarına doğru Leyla’nın ölüm sahnelerinin daha hızlı geçmesi bize “Çok şükür!” dedirtti.
Filmin içinde geçen ve ilk kadın Lilith’in hikayesinin de geçtiği mitolojik konunun altının çok boş olması ve iyi işlenememesi filmin büyük sorunlarından biri. Anlatılan hikayede güzel bir mesaj verilmek istense de filmde Lilith’in gerçek hikayesinden birazcık sapılmıyor da değil çünkü aslında ilk feministlerden bilinen Lilith, filmde günümüz Türkiye’sindeki sorunlara değinmek adına bambaşka anlatılmış. Aslında kadın gücünden bahsetmek istenen filmde nasıl olduysa bu güçlü kadın bir anda kocasının her istediğini yapan, mutfaktan çıkmayan, altın günlerinde gezen, toplumun ısrarla diretmek istediği “kadın” profilini oluşturup önümüze ‘biz aslında bu filmde kadınların gücünü de gösteriyoruz’ demeye “çalışılarak” tamamen konudan alakasız bir şekilde önümüze konmuş.
Oyunculuklar iyi olsa da senaryonun doluluğuyla alakalı olan sıkıntı filmi seyircinin gözünde epeyce düşürmüş. Zaten Dünya çapında birçok iş yapmış Haluk Bilginer’le yine mükemmel bir oyuncu olan gözümüzün nuru Demek Akbağ’ımızın oyunculuğuna laf etmek ne mümkün. Oyunculuklar açısından çok eleştirilmese de filme sosyal medyadan epeyce tepki geldi. İşte filme gelen sert yorumlardan bazıları:
“Başladığım tüm film ve dizileri yanımdakiler beğenmeyip, bıraksa bile ben ısrarla izler bitiririm. Bunu bitiremedim. Böyle bir kadroya, böyle bir film. Neden?“
“Bu filmde Demet Akbağ ve Haluk Bilginer oynamayı nasıl kabul etmiş? Belli bir yere gelmiş oyuncuların oynayacakları filmde biraz kalite kriterini aramaması ilginç geliyor. Bayağı kötüydü.”
“Filmi izledikten sonra şunu düşündüm; ayrı ayrı çok iyi malzemeler seçmiş olmamız ortaya çok iyi bir yemek çıkacağı anlamına gelmeyebilir. Bir de bunları bir araya getirecek güzel bir yemek tarifine ihtiyacımız olabilir.”