Yerel yönetimler dünyanın her yerinde erkeklerin genel yönetimlerden (meclis) daha fazla ilgi duyduğu bir alan. Bunun en önemli nedeni ise “rant” elbette. Belediye başkanlığının 7 gün 24 saat süren bir iş olması, eş, dost, akraba istihdamına (nepotizm) açık olması, rüşvet, yolsuzluk, kayırmacılık gibi siyasetin “kirli” yüzüne açık olması kadınları yerel siyasetten uzak tutuyor.
Siyaset; para, güç, sponsor gerektiren bir alan… Erkeklerin dünyadaki toplam zenginlikten aldığı payın kadınlardan yüzde 50 daha fazla olması da daha yolun başındayken kadınların cesaretini kırıyor1. Yani ne kadar ekmek o kadar siyaset!
Durum böyle iken, kadın hareketi tabii ki boş durmuyor. Genel anlamda eşitlik ve kadınların siyasete girmesini sağlayan mekanizmalar için yüzyıllardır mücadele veriyor. Bu mekanizmalardan en önemlisi “cinsiyet kotası”… Özel ve geçici bir önlem kota. Temsilde eşitliği sağlamak için konuluyor ve işlevini yerine getirdikten sonra kaldırılıyor.
Paris’te kadınlar birbirleri ile yarışıyor
Dünyanın dört bir yanında kadınlar “atama ve seçimle gelinen” temsil noktalarında eşitlik mücadelesi verirken, Paris’te ilginç bir durum yaşanıyor.
Paris’te 15 ve 22 Mart’ta (iki turlu) yapılacak yerel seçimlerde seçilme şansı olan 3 kadın aday var. Kenti 6 yıldır, tarihindeki ilk kadın başkan Anne Hidalgo yönetiyor ve yeniden aday oldu (yerel seçimler 6 yılda bir yapılıyor). Sosyalist Parti’nin adayı Hidalgo, İspanyol kökenli ve önceki seçimde Yeşiller ve Komünistlerin desteğini alarak seçilmişti. Anketlere göre yarışı önde götürüyor.
Başkanlığın ikinci adayı, Fas kökenli eski Adalet Bakanı merkez sağ Cumhuriyetçiler Partisi’nden Rachida Dati. Üçüncü aday ise Cumhuriyet Yürüyüşü Partisi’nden, Sağlık Bakanı Agnes Buzyn.
Bu sahneye bakıp, Fransa’da uzun yıllardır kadınların siyasette yüksek oranlarda yer aldığını ve erkeklerin sahneden çekildiğini sanmayın. Fransa’da 2008’de belediye meclislerinde kadın oranı yüzde 35 iken, bugün yüzde 40’ı aşmış durumda. Kadın belediye başkanı oranı ise 12 yılda yüzde 14’ten 19’a kadar çıkabilmiş. Avrupa’daki 41 ülkenin kadın temsili ortalaması ise, yüzde 29’luk belediye meclisi üyesine karşın yüzde 15,4’lük belediye başkanı2. Bu oranlara gelinebilmesinin tek nedeni ise kota uygulaması.
Türkiye’de kadın temsilinin adı var, kendi yok
Türkiye’deki duruma da kısaca değinecek olursak, Avrupa’da kadın temsilinin en kötü olduğu ülkeyiz diyebiliriz. Türkiye’de, ülke genelinde seçilmiş tüm temsilciler içinde kadın oranı yüzde 11,1, yerel yönetimlerde ise yüzde 10,7. Kadın belediye başkanı oranı Avrupa’nın beşte biri kadar, yüzde 3,2 (10 yıl önceye nazaran 3.5 kat artış var!)3. Bu utanılası oranların nedeni ise HDP dışında hiçbir partinin yerel ya da genel seçimlerde listelerinde cinsiyet kotası uygulamaması (CHP, tüzüğünde yüzde 33 cinsiyet kotası olmasına rağmen seçimlerde uygulamıyor).
Seks skandalı yüzünden erkek aday çekildi
Paris’e dönelim… Kent, Anne Hidalgo’nun 2014’te seçilmesine kadar erkek başkanlar tarafından yönetildi. Mart 2020 seçimleri için Cumhurbaşkanı Macron, iki kadın adayın karşısına 42 yaşındaki, üç çocuk babası hükümet sözcüsü Benjamin Griveaux’yu çıkardı.
Ancak Griweaux geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan “seks kasetinin” ardından adaylıktan çekildi. Macron’un desteklediği yeni aday ise bir kadın oldu: Sağlık Bakanı Agnes Buzyn.
Bu sürece nasıl gelindiğini yazacağım ama önce Paris belediye başkanı olmanın neden çok kritik olduğuna bakalım.
”Her açıdan” cazip kent Paris
Paris, dünyanın en bilinen, en güzel, en dinamik, en çok merak edilen şehirlerinden biri. Öyle ki, 12 milyonluk nüfusunun 4 katından daha fazla (50 milyon) yerli ve yabancı turist ağırlıyor. Her yıl dünyanın dört bir tarafından 8.5 milyona yakın ziyaretçi Paris’teki fuarlara ve kongrelere katılıyor.
Fransa’daki her 5 kişiden biri Paris’te yaşıyor. Nüfusun yüzde 14’ü göçmen. 1,6 milyon göçmenin neredeyse yarısı Afrika kökenli (60 bin kadar Türk var).
Paris ekonomik açıdan da bir cazibe merkezi. Ülke iş gücünün yüzde 23’ü Paris’te yaşıyor. Gayri safi milli hasılanın yüzde 30’dan fazlasını üretiyor. Avrupa’da nüfus yaşlanırken Paris nüfusunun yüzde 55’i 40 yaşın altındaki gençlerden oluşuyor. Kadın başına yüzde 1,98 ile, Avrupa’nın en yüksek doğum oranına sahip. Fransa’da yüksek öğrenim görenlerin yüzde 36’sını barındırıyor. Paris’te, çalışan nüfusun yüzde 49,4’ü kadın ve yüzde 40’tan fazlası yüksek öğrenim mezunu. Üç havalimanı, hızlı tren sistemi ve Avrupa’nın en büyük metro ağlarından birine sahip.
4 bini aşkın kültürel anıt bulunan şehirde, 140 müze, 307 sinema, 361 tiyatro, 5 opera binası var. Şehrin yüzde 50’si, ormanlar, parklar, bahçeler, organik tarımla kaplı “yeşil alan”4. 2024 Olimpiyat Oyunları da Paris’te yapılacak.
Fransızlar seks kasetlerini umursamıyordu ama…
Dünya markası Paris’i yönetmek her açıdan cazipken, Macron’un sağ kolu olarak bilinen (eski hükümet sözcüsü) Benjamin Griveaux’nun seks kaseti nedeniyle adaylıktan çekilmesi herkesi şaşırttı aslında. Çünkü Fransızlar, geleneksel olarak siyasetçilerin seks hayatının ortaya dökülmesini çok da umursamıyor ve “özel hayat” olarak görüyor. Griveaux olayındaki fark ise, adayın kampanyası boyunca ailesini sıkça kullanması ve mutlu tablonun aslında koca bir yalan olması. Griveaux da adaylıktan çekilme nedeni olarak “ailesini korumak istemesini” gösterdi.
Rus sanatçının ”skandal performansı”
Skandal videoyu paylaşan kişinin, 2017’de Fransa’dan siyasi sığınma hakkı elde eden Rus performans sanatçısı Piotr Pavlesnki olması da olaya enteresan bir boyut katıyor. Pavlenski, kaseti paylaşmasının ardından gözaltına alındı. Daha önce performans için Fransa Merkez Bankası’nı ateşe veren ve Rusya’da Kızıl Meydan’da kendini testislerinden çivileyen sanatçı, Sarı Yelekler hareketi ile bağlantılı. Pavlenski kaseti sızdırma nedeni olarak “Griweaux’nun sürekli aile değerlerinden bahsedip, Parisli ailelerin belediye başkanı olacağını söylerken, bunun tam tersini yapmasını” gösteriyor5.
Paris’te yerel seçimlere kısa süre kala durum böyle… Neresinden baksanız, önemli dersler ve sonuçlarla dolu… Kadınların siyasi mücadelesi ve “siyasetteki gerekliliği” açısından baktığımızda “hayaldi gerçek oldu” diyebiliriz. Türkiye’nin de bu derslerden payını alması dileğiyle…
1 Oxfam: En zengin 26 kişinin serveti, dünya nüfusunun yarısınınkine eşit. BBC, 21 Ocak 2019.
2 Women in Politics: Local and European Trends. Observatory: The European Charter for Equality of Women and Men in Local Life.
3 Avrupa Birliği Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi. SKD Türkiye, 18 Kasım 2018.
4 Paris Region Key Figures 2019. Paris Region.
5 Kaset vakası bir siyasetçinin daha başını yedi. ODATV, 14 Şubat 2020.